Tarihi yapılarıyla dikkat çeken, Türkiye’nin en güzide şehirlerinden biri olan Bilecik bu yıl da vatandaşların ilgisinde… Peki Bilecik’te nereler gezilmeli? İşte Bilecik’te gezilecek yerler!
1. BOZCAARMUT GÖLETİ – BİLECİK
Bozcaarmut Göleti el değmemiş doğası, olta balıkçılığı için uygunluğu, gölü çevreleyen çam ağaçlarının sularla vuslatı, havası, sessizliği ve olağanüstü güzelliğiyle ziyaretçilerin vazgeçemedikleri bir doğa harikasıdır.
Bozcaarmut Göleti nerede?
Bilecik Pazaryeri ilçesi Bozcaarmut Köyü yakınlarındadır.
2. ŞEYH EDABALİ TÜRBESİ – BİLECİK
Şeyh Edebalı 1206 yılında Merv’de doğdu. Selçukluların Şeyh’ül İslam’ı Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlana Celaleddini Rumi’nin çağdaşıdır. Künyesi İmadüddin Mustafa b.İbrahim b.İnac el-Kırşehri’dir. Edebalı ilk tahsilini Karaman’da yaptı. Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidi’nin öğrencisi oldu. Daha sonra Dımaşk’a (Şam) giderek Sadreddin Süleyman b.Ebül-iz ve Cemalettin el-Hasiri gibi dönemin tanınmış alimlerinden dini ilim tahsil etti. Şam’dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi. Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü’nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı. Aşıkpaşazade zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Edebalı’nın gelip geçen fukaranın hertürlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını, hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler. Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Edebalı’nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya’dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı alim ve sufilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi, mübarek günlerde Edebalı’nın zaviyesine giderek dini ve idari konularda , onun görüşlerini alırdı. Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şey Edebalı’nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı.
Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı’ya anlatır. Edebalı rüyayı şöyle yorumlar:”Oğul Osman, Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun, kızım Malhun Hatun senin helalin olsun.” der. Edebalı’nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun (Rabia Bala Hatun) ile evlenir. Şeyh Edebalı ahi teşkilatının reisi idi. Ahi Şehliğinin Edebalı’dan sonra kime geçtiği bilinmemektedir; ancak daha sonra I.Murat’a intikal etmiştir. Bilecik’in Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra zaviyesini buraya taşıyan Edebalı, aynı şekilde dini hizmetlerine devam etmiştir. Osman Gazi’nin vefatından sonra kızı ve torunu Alaaddin Bey ile Bilecik’te Edebalı’ya Kozağaç (Şimdiki Karaağaç) köyünün öşür ve hasılatı verilmiş, kızı Rabia Hatun da kendilerine verilen bu köyü tekkeye vakfetmiştir. Şeyh Edebalı uzun bir hayat sürdükten sonra 726(1326)yılında Bilecik’te vefat etti. Zaviyesinin mescid olarak kullanılan odasına defnedildi. Edebalı, mutasavvıf olmasının yanında ilk Osmanlı kadısı ve müftüsüdür. Dönemin birçok fakihi ile görüşmüş ve onlardan ders almış, çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Önde gelen öğrencilerinden aynı zamanda damadı Dursun Fakih,Edebalıdan sonra Osmanlı Devleti’nin ikinci müftüsü ve kadısı olmuştur.
Mevlidi Şerif’in yazarı Süleyman Çelebi,Mahmut Paşa yönüyle ikinci kuşaktan Şeyh Edebalı’nın torunudur. Bilecik Edebalı zaviyesine kendisiyle birlikte hanımı,kızı,zamanın büyüklerinden Molla Hattab-ı Karahisar, Şeyh Muhlis Baba ve isimleri bilinmeyen bazı yakınları defnedilmiştir. Ahi reisi Şeyh Edebalı kendisini dinleyenlere; “Toprağa bağlanın. Suyu israf etmeyin. Mirasınızın sağlam kalmasına dikkat ediniz. Veriniz, cömert olunuz elleriniz yumuk kalmasın. İlim sahiplarini koruyunuz. Ağaç dikiniz. Ödünç aldığınızı fazlasıyla iade ediniz. Kuran-ı Kerimi güçlü olmak için okuyunuz. Bağınızı bahçenizi viran bırakmayınız. Hadis ezberleyiniz. Bildiklerini öğretenler unutmazlar. Asıl ölüm ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler bilgi sahipleridir….” der ve tavsiyelerde bulunurdu. Şeyh Edebalı geleceği görebilen bir kişiliğe sahipti. Neyin ne kimin kim olduğunu bilen bir insandı. O gelecekteki Türk birliğini, Kayı Boyunun dolayısıyla Osman Bey’in kuracağını sezmişti. Tüm Kayı Erenleri edebalıdan feyiz almıştı.
3. SÖĞÜT ERTUĞRUL GAZİ MÜZESİ – BİLECİK
Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte belediye reisi Memiş Ağa tarafından 1900’lü yılların başlarında “sargı evi” olarak inşa edildiği bilinmektedir. Ahşap işçiliğiyle dikkat çeken yapının ön cephesinde yan yana iki yuvarlak kemerli kapı, iki yan duvarlarda ise dikine dikdörtgen birer pencere ve üstlerinde üçgen alınlılar yer almaktadır. Ahşap kırma çatılı olup çatı alaturka kiremitle kaplıdır.
Eski Türk evi mimarisiyle restore edilerek 2001 yılında hizmete açılan Müze’de Söğüt ve civarı ile yakın çevrede yaşayan Yörüklere ait etnografik eserler ve eşyalar sergilenmektedir. Müzede ayrıca sancak, eski giyim ve kuşamlar, el dokuması kilim ve halılar, silahlar, ölçü ve tartı aletleri, peşkir ve para keseleri, arkeolojik eserler (Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ait sikkeler, Roma dönemine ait toprak kaplar) de mevcuttur.
Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi ziyaret saatleri: pazartesi kapalı olan müzeyi, haftanın diğer günleri 08.30 ile 17.30 arasında ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz
4. ATATÜRK KÖŞKÜ – BİLECİK
Bozüyük ilçesine 22 kilometre uzaklıkta, Gülalan mevkisinde orman dokusu içerisinde yer alan Atatürk Köşkü güzel bir sivil mimari örneğidir. 1930 yılında Bilecik’i ziyaret eden Atatürk bu köşkte ağırlanmıştır.
5. BİLECİK SAAT KULESİ – BİLECİK
Eskişehir’ den Bilecik’ e girerken ilk göze çarpan eserlerden biri Saat Kulesi’dir. Osmanlı’ da, saat kulesi yapma geleneği XVI. Yy. sonlarında oluşmaya başlamıştır. Osmanlı şehirlerinde bu gelenek, XVIII ve XIX. yy. da batıdan doğuya doğru yaygınlık kazanmıştır. Saat kulelerinin Anadolu’ nun içlerine kadar yayılmasının en önemli sebebi, II. Abdülhamid’ in tahta çıkışının 25. sene-i devriyesinde (1901) valilere, saat kulesi yapımıyla ilgili göndermiş olduğu fermandır. 1907 yılında, Bilecik’ te bu emir doğrultusunda, Ertuğrul Mutasarrıfı Musa Kazım Bey tarafından bir saat kulesi yaptırılmıştır.
On beş metre yüksekliğinde olan kule, İstasyon Caddesinde bulunan idadi mektebinin (Günümüzde Belediye Hizmet Binası olarak kullanılmaktadır.) yakınına inşa edilmiştir. Giriş kapısı üzerindeki kitabede 1997-2008 yılları arasında restore edildiği yazılıdır.Kule, yukarıdan aşağıya doğru genişleyen dört dikdörtgen prizmadan oluşmaktadır. Alttaki iki katın köşeleri kesme, cephesi moloz taştandır; üstteki katlar ise ahşaptandır. En alt kısmında yuvarlak kemerli kapı ve onun üzerinde aynı şekilde bir pencere bulunmaktadır. İkinci katta balkonu vardır. Balkon üzerindeki ahşap bloğun dört cephesinde, kare kadranlı birer saat yer almaktadır. Üzeri piramidal külahla örtülmüştür.
6. HAMİDİYE İDADİSİ – BİLECİK
Hamidiye Camii ile birlikte Sultan 2.Abdülhamit tarafından 1905 yılında yaptırılmıştır. İki katlı kırmızı kesme taştan inşa edilen yapının alt ve üst kat planları aynı şekildedir. Giriş kapısı alnında mermerden yapılmış Osmanlı arması bulunan bina 2008 yılında Bakanlığımız katkılarıyla restore ettirilmiş ve İlçe kütüphanesi olarak hizmete sunulmuştur.
7. BİLECİK MÜZESİ – BİLECİK
Bilecik Müzesi 1794’te iki katlı jandarma binası olarak inşa edilmiş, daha sonra alt kat hapishane yapılmıştır.1921-1922 yıllarındaki Yunan işgalinde tamamen yanmış olan binanın enkazı üzerine işgalden sonra iki kat olarak adliye binası inşa edilmiş, alt katı hapishane olarak kullanılmıştır. 1996 yılında cezaevinin yeni yapılan binasına taşınmasıyla birlikte Müze olarak kullanılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilen bina 2005 yılındaki restorasyon-teşhir-tanzim ve çevre düzenlemesi çalışmalarından sonra 2006 yılından itibaren müze olarak hizmet vermektedir. Müzede arkeolojik ve etnografik eserler yer almaktadır.
Tatil günü olmayan Bilecik Müzesi’nin ziyaret saatleri: 08.30 ile 17.30 arasındadır. Girişler ücretsizdir.