İbrahim Çallı Biyografisi
14 kuşağı ressamlarından İbrahim Çallı, Türk fotoğraf sanatının mihenk taşı olmuş, birçok ehemmiyetli Türk ressamı, onun atölyesinde yetişmiştir.
İbrahim Çallı, 13 Temmuz 1882 ’de, Denizli‘nin Çal kasabasında doğdu. Çal ’da rüştiyeyi, İzmir ’de de Mülki İdadisi ’ni bitiren Çallı’yı ailesi yaşamını kazanması için istanbul’a gönderdi. Ama Çallı’nın içinde çocukluğundan beri fotoğraf isteği vardı. Ailesinin isteği dışında böylece fotoğraf yapmaya başladı. İstanbul’da kaldığı handaki Vefa idadisi talebelerinin fotoğraf dersleri aldıklarını dinleyince, o da onların arasına katıldı. Ancak İstanbul’da parasal olarak kasvet içindeydi. Bu surattan ‘Arzuhalcilik ’ daha sonra ise ‘Katiplik ’ gibi muhtelif işlerde çalıştı.
Çarşıkapı ’da fotoğraf yapan Ermeni asıllı bir ressamla tanışması ve ondan kurs alması da bu yarıyıllara tesadüfmektedir. Bir dedikoduya göre; Şeker Ahmet Paşa̵ka dedikoduya göre de Ermeni ressamın yanına gelen bir ressamın nasihatiyle, Sanayi-i Nefise Mektebi ’ne kaydetti. Burada normal stilde bir eğitim aldı. Ancak, Meşrutiyet çağının bir genci olarak, atılımcı karakterini genç dostlarıyla birlikte oluşturduğu Osmanlı Ressamlar Toplumu ’nin faallikleriyle ifade eden sanatçı, yenilikçi karakterini kısa müddette değişik bir fotoğraf diline eriştirecekti. Köy orijinli bir ressam olmasıyla da, saraylı ailelerin ressam çocuklarından sonra Türk resmi için bir yenilikti.
Çallı bir yandan katiplik yaparken bir yandan da yüksekokuldaki öğrenimini üç sene gibi kısa bir müddette bitirdi. 1914 senesinde ise ‘Üryan Adam’ ve ‘Harekat Ordusunun Muhafız Alayı’ndan Maksut Çavuş’ isimli tablolarıyla Maarif Vekaleti’inn tertip ettiği müsabakada biltihapçı olarak Fransa‘da öğrenim btümörsü kazandı. Böylece Fransa’ya sevk edilen Çallı, Paris Hoş Sanatlar Okulu‘nda Fernand Cormon‘un atölyesinde çalıştı. Burada öğretmeninin ve devrin sanat eserlerindeki izlenimci üslubundan çok etkilendi. Bu yarıyılda, izlenimcilik Paris ’te müzelere girmiş, sanat kamuoyunda benimsenmiş bir akımdı. Avrupalı genç ressamlar gibi burada öğrenim gören Türk ressamları da izlenimciliğe ilgi duymaya başlamışlardı.
Dört sene sonra Biltihapçı Dünya Savaşı‘nın da yanaşmasıyla yurda dönen Çallı, Şişli ’de açılan Harbiye Gözaltıyı atölyesinde çalışmaya başladı. Bağlaşık ülkelere Türk halkının değişen suratını sanat yoluyla aktarmak emeliyle hakikatleştirilen bu faallik sırasında birçok sanatçı, Şişli ’deki ahşap bir atölyede gece gündüz savaş mevzulu fotoğraflar üretmişler ve bunlar daha sonra Viyana ve İstanbul ’da sergilenmişlerdi.Serginin 1917 senesindeki İstassam, sergiye ”Boğalı Kadın”, ”Topçu Mevzi Alırken”, ”Yaralı”, ”Siperde Sabah”, ”Çadır Önünde” isimli fotoğraflarıyla katıldı.
Biltihapçı Dünya Savaşı’nın patlak verdiği senelerde, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne hoca olarak atandı. Fransız izlenimciliğini Türk resmine taşıdığı gibi bambaşka bir yol çizerek Türk resmini normal öğretilerin hudutlarından çıkarıp yeni bir doğa ve figür kavrayışı getirdi. O zamana kadar resimden yapılan manzara fotoğrafları ve natürmortlar, Çallı’yla birlikte doğanın karşısına geçilerek yapılmaya başlandı. Türk resminde üsluba getirdiği yenilik dışında sanat kavrayışına ve sanatçı yaşamına da yeni bir bakış açısı getirmiştir. 1947 senesinde emekli olan Çallı, 22 Mayıs 1960 senesinde mide kanaması neticeyi vefat etti.
Yapıtlarından bazıları: Cami Avlusu, Mevleviler, Dikiş Diken Kadın, Hatay, İstiklâl Savaşında Zeybekler, Türk Topçularının Mevzie Girişi, Nü, Balıkçı Kayığı, Mera ve Keçiler, Manolyalar, Atatürk, İsmet İnönü ve Yahya Kemal Beyatlı portreleridir.