Oliviero Toscani Biyografisi
İtalyan resimci ve reklamcı. Kışkırtıcı reklam kampanyalarıyla dünyayı afallatan işlere imza atmış, Benetton, Esprit, Valentino, Chanel gibi dev markaları yaratmıştır.
28 Şubat 1942 ’de İtalya ’da dünyaya geldi. Babası Corriere Della Sera, resimci ve gazeteciydi. Sanatla iç içe büyüyen Oliviero üzerinde babasının etkisi oldukça fazlaydı. Mektep senelerinde derslere oldukça alakasizdi ve çoğu zaman mektep yerine sinemaya gidiyordu. Mimarlık mesleğine de ilgi duyan Toscani, seçimini resimcilikten yana kullandı ve babasının izinden gitmek üzere, 1961 ’de Zürih ’teki Hochschule fur Gestaltung ’a resimcilik eğitimi almak için kaydetti.
Mezun olduktan sonra atıldığı iş yaşamında, marifeti çabuk farkedildi ve Elle, Vogue, Uomo Vogue, GQ, Harper’s Bazaar, Esquire ve Stern gibi uluslarası mecmualar için moda resimleri çekti. Jesus Jeans için hazırladığı “Beni isteyen arkamdan gelsin” sloganlı kampanyasıyla reklamcılıktakiyurma imkânı buldu.
Esprit, Valentino, Chanel, Fiorucci ve sayısız işletmenin marka olma yolundaki yolculuklarında belirleyici rol oynadı. Müessese imajlarını ve reklam kampanyalarını asıllaştırdı.
1982 senesinde Benetton´la başladığı iş ortaklığı 2000 senesine kadar, başka bir deyişle toplam 18 sene sürdü. Toscani, bu yarıyıl içinde Benetton için tüm dünyada büyük alaka gören reklam kampanyalarını hazırladı ve Benetton markasını yarattı. 60 ’lı senelerde yaşamış, o yarıyıldan fazlasıyla etkilenmiş bkocaman olarak reklamcılığı tüm dünyaya ehemmiyetli mesajlar vermek emeliyle bir kitle irtibat vasıtayı olarak kullandı. Tüm insanlığı ilgilendiren yoksulluk, açlık, ırçılık, savaş, aids ve uyuşturucu gibi mevzulara sıradan harcayıcının en az nasıl giyinmesi gerektiğine kafa yorduğu kadar alaka göstermesini sağladı. Reklamcılığı sosyal sorumluluk çerçevesinde gören kavrayışıyla, bir çok tasarımcıyı etkiledi.
2000 senesinde vefat cezasını konsept alarak oluşturduğu reklam kampanyasına, Amerika´dan büyük tepkiler geldi. Bu surattan Benetton´la yollarını ayıran Toscani, daha sonra yeni bir görsel kimlik kazandırdığı “Miramax Talk Magazine” için çalışmaya başladı.
Çalışmaları uluslararası fuarlarda ve muhtelif müzelerde sergilenen Toscani; Cannes Film Festivali´nden aldığı “lion d´or” mükâfatının yanısıra, Tokyo, New York ve Milan Sanat Direktörleri Kulübü´nün “Grand Prix”ini, “Unesco Grand Prix´ini ve “Grand Prix d´affichage“i de kapsayan pek çok mükâfatın da sahibi oldu.
Ünlü reklamcı, dünyanın ilk global dergisi olma özelliğini taşıyan ve bir ‘kült’e dönüşen “Colors”’ı yaşama geçirdi. Toscani, aynı zamanda orijinal kampanyalar yar yapan, uluslararası sanat ve irtibat mektebi “Fabrica“‘nın da kurucusuydu.
Constantin Costa Gavras ’ın son filmi “Amin” için tasarladığı afişlerin yasaklanması istendi. Paris ’te açılan davaya mevzu olan afiş, gamalı haç ile Hıristiyan haçını birlikte betimlediği için filmin içeriğinden ziyade posterin kendisi, filmin gösterime girme gününü riske soktu. Katolik piskoposlar konferansı başkanı Jean-Pierre Ricard, savaş sırasında kilisenin rolü hakkında yapılan yorum ne olursa olsun, Hıristiyan ve nazi haçlarının üst üste konulmasıyla, Hıristiyan inancının, nazi barbarlığı ile bağlaşık yapıldığını söyledi.
2005 ’te erkek giyim markası Ra-Re için hazırladığı ve homoseksüel çağrışımlar yaptığı söylenen reklam kampanyası ile tutucu grupları kızdıran Toscani, İtalya ’daki gay haklarıyla alakalı münazaraların artmasına neden oldu.
Toscani eşiyle birlikte uzun süredir sessiz sedasız Toscano’daki çiftliğinde hayatını sürdürüyor. Paris’te okuyan kızı Ali Toscani, kendisiyle beraber çalışan oğlu, Rocco Toscani ve Boston’da okuyan kızı Lola Toscani olmak üzere 3 çocuğu olan Toscani, kendisiyle yapılan görüşmelerde dünyanın en ehemmiyetli 30 bayanından bkocamanla evli olduğunu belirtiyor. Ünlü tasarımcı, gülünçlüğü, tek tümcelik yanıtları, absürt esprileri ve hazır yanıtlılığıyla tanınıyor.
Kendi Ağzından
“Genç kızlar bkocamanlarına benzemeye çalışıyor. Ne kadar ablavutlar. Kabul edilmeye çalışmak en sıkıcı şey. Benim işimi beğenmeyen beğenmez, bana ne. Ben, bana yapılan bütün kritikleri dinlerim. Bir kritik olmazsa o zaman üzülürüm işte. Provokasyonun makûs bir şey olduğu söylenir. Yeni bir fikri, yeni bir vizyonu kışkırtmak. Kışkırtırsanız ilerlersiniz. ‘Bütün ömrüm boyunca kralıma inandım.”Salak. Şimdi kralın yok ki! Değişmen gerekli. ”
‘Dünyada an reklamlarından söz ediyor, tasarım konuşuyoruz. Biz insanlar, optimum uygarlığa erişemedik. Köpeğim, çim, ağaçlar, su harikulade. Ama biz insanlar değiliz. Asırlardır birbirimizi öldürüyoruz. Gazete okuduğumda, insan olduğumdan çok utanıyorum.’
“Şayet bir ülke hakkında makûs konuşmak isterseniz bu ülke Amerika. Şayet bir ülkeyi tenkit etmek isterseniz, Amerika’dan daha iyi tenkit etilecek bir ülke yok. Ama bir ülke hakkında iyi konuşmak isterseniz bu ülke yeniden Amerika. Kabul etmeliyiz ki hiçbirimiz Amerika’dan daha iyi değiliz. Asıl demokrasi Amerika’da. Demokrasi, aslında çoğunluğun diktatör olabildiği bir sistem. Daha iyi de bir sistem yok.”
“24 saat çalışmak ablavutların işi!”
“Televizyonu yaşamınızdan çıkarın.”
“Ben her zaman âşığım. Aşk benim ruh halim.”