Uşak’ın kırsal mahallerinde yaşayan kadınlar, kendi bahçelerinde yetişen mahsüllerle imece usülü tarhana yapımına başladı.
Bahçelerinde yetiştirdikleri kırmızı biber, soğan, nane, domates gibi ürünleri öğütücüden geçirerek işe başlıyor. Tüm malzeme un, nohut ve maya ile teknelerde yoğurulup hamur haline getirildikten sonra 21 gün bekletiliyor.
İstenilen kıvama gelen hamur, kadınlar tarafından küçük parçalar halinde koparılarak çarşaflar üzerine serilip, gölgede kurumaya bırakılıyor.
Kuruyan tarhanalar ufalandıktan sonra elekten geçirilerek tüketime hazır hale getiriliyor.
Kavanoz ve keselerde kış için saklanan tarhananın bir bölümü de köylüler tarafından kilogramı 90 ila 120 liradan satılıyor.
Endüstriyel koşullarda Uşak tarhanası üreten 7 firma da kentin coğrafi işaretli ürününü tüketicilerin beğenisine sunuyor.
YURT DIŞINDAN ÇOK FAZLA TALEP VAR
Merkeze bağlı Ortaköy’deki hemen her evde de kadınlar geleneksel yöntemlerle sonbaharda tarhana üretiyor.
Köy muhtarı İlyas Sungur, AA muhabirine, geçen yıl ilk kez köylerinde tarhana festivali düzenlediklerini ve festivalin büyük ilgi gördüğünü söyledi.
Kadınların imece usulü tarhana ürettiğini ifade eden Sungur, şunları kaydetti:
“Ortaköy tarhanamıza ülke içinden ve yurt dışından çok talep oluyor. Özellikle salgın döneminde çok fazla talep oldu. Bu dönemden sonra tarhanaya yurt dışından çok fazla talep var. Biz köylülerimizi fazla tarhana yapmaları konusunda teşvik ediyoruz. İhtiyaç fazlası tarhanalarını satmaları konusunda gerekli desteği sağlıyoruz.”
“İMECE USULÜ İŞ YAPMAK ÇOK KEYİFLİ”
Köyde tarhana üreten kadınlardan 86 yaşındaki Binnaz Gürbüz, tarhanada kullandıkları sebzeleri kendi bahçelerinde yetiştirdiklerini söyledi.
Uşak tarhanasını tadanların vazgeçemediğini ifade eden Gürbüz, bunun da kullandıkları malzemenin organik olmasından kaynaklandığını dile getirdi.
Gürbüz, yıllardır komşularıyla tarhana yaptığını vurgulayarak, “Uşak tarhanası, sağlık dedin mi birinci sırada…” şeklinde konuştu.
Nurten Sunal da imece usulü iş yapmanın keyifli olduğunu dile getirdi.
Kadınların evlerde toplandığını ve birlikte tarhana yaptıklarını belirten Sunal, “Şarkılar, türküler söylüyoruz. Bazen eğleniyoruz. Seviyoruz yani beraberliği.” ifadelerini kullandı.
Geçmişte Almanya’da yaşadığını ve oraya da memleketinden tarhana götürdüğünü anlatan Sunal, oradaki arkadaşlarının hala kendisinden tarhana istediğini ifade etti.
Nuray Öksüz de sipariş üzerine tarhana yapıp sattıkların anlatarak, “Müşteri olduğu zaman da satıyoruz. Kendimiz genel de hediye olarak da yolluyoruz şehir dışındaki yakınlarımıza. İstiyorlar onlara gönderiyoruz. Acısı tatlısı yerinde olduğu için seviyorlar. Gönderdiklerimizin sonrasında yine istedikleri oluyor.” bilgisini paylaştı.